Aronyanın, 200 milyar dolarlık küresel gıda takviyesi pazarında yıldızının parlayacağını öngören girişimci Aylin Kalafatoğlu, kurulumuna destek verdiği bahçelerden aldığı meyveleri ambalajlı ürüne dönüştürüyor, iç pazarın yanı sıra ihracatta da büyüyor.
Kimi girişimciler, bir ürüne inanır. Bütün zamanlarını, enerjilerini o ürünü geliştirmeye, daha geniş kitlelere ulaştırmaya adar. Dr. Aronia markasının kurucusu Aylin Kalafatoğlu, bu girişimcilerden… Kuzey Amerika meyvesi olan, halen en geniş yetiştirme alanı Polonya’da bulunan aronya meyvesini yetiştiren, başka girişimcilerin aronya bahçesi kurmasına profesyonel destek veren ve aronyayı ham madde olarak kullanarak pek çok ürün geliştiren Aylin Kalafatoğlu, işini yurt içi pazarın yanı sıra ihracatta da büyütüyor.
Dr. Aronia markasına başlangıçta 100 bin dolar yatırım yaptığını, zaman içinde yatırımının da hedeflerinin de büyüdüğünü belirten Kalafatoğlu şunları anlattı:
“Biz, Türkiye’de aronya konusunda çalışmalara başlayan ilk kurumsal markayız. Profesyonel bir proje yaklaşımıyla aronya bahçe kurulumları gerçekleştiriyoruz. Çünkü kaliteli ürünler elde etmek için uluslararası standartlarda aronya meyvesine ihtiyacımız olduğunun bilincindeyiz. Yatırımcılarımızla birlikte çıktığımız yolda, uluslararası lisanslı, Avrupa Birliği fidan pasaportuna sahip organik sertifikalı aronya fidanları kullanarak birinci sınıf aronya bahçeleri kuruyoruz. Kurduğumuz aronya bahçelerinden elde ettiğimiz aronya meyvelerini satın alarak, yüzde 100 aronya içerikli işlenmiş ürünler üreterek tüketicilerle buluşturuyoruz.”
Ar-Ge’ye ağırlık veriyor
Aronya meyvesinden elde ettikleri ilk ürünleri Bursa’daki tesislerinde ürettiklerini bildiren Kalafatoğlu şöyle devam etti:
“Ürünlerimiz tesisimizde uzman üretim mühendisi, gıda mühendisi, akademisyen, sağlık uzmanları, fitoterapi fonksiyonel uzmanları ve diyetisyenlerden oluşan profesyonel kadromuzun danışmanlığında hazırlanıyor. Şimdi yeni bir oluşumun içerisindeyiz. 2024 yılında üretimde yeni adımlar atacağız. Ayrıca, Gebze’de bulunan TÜBİTAK Marmara Teknokent’te karşılıklı olarak imzaladığımız sözleşme ile gıda ve tarım alanında Ar-Ge çalışmalarımıza devam ediyoruz.”
Pandeminin ardından gıda takviyesi pazarının önem kazandığını, antioksidan özelliğiyle bilinen aronyanın da öne çıktığını kaydeden Aylin Kalafatolu, “2023 yılında markamız adına çok güzel bir ivme yakaladık. Üretimimizi yüzde 300 artırdık. Kurduğumuz aronya bahçe sayısı ve aronya meyve üretim hasadımız ciddi artış gösterdi.Bu yıl da aynı büyümeyi sürdürülebilmek önceliğimiz. İç pazarda sürdürülebilir büyümeyle eş zamanlı olarak hedefimiz yurt dışında da kapsamlı şekilde varlık göstermek. Önceliğimiz Amerika, Avrupa ülkeleri, Rusya ve Arabistan” dedi.
Tuz da üretti, krema da
Aronyayı kullanarak 20’den fazla ürün ürettiklerini belirten Aylin Kalafatoğlu şu bilgileri verdi:
“Ürün gamımızda aronya meyve özü, aronya sirkesi, aronya kreması, aronya tuzu, aronya meyve kurusu, aronya balı, reçel, marmelat, Türk kahvesi, form çayı, sağlık çayı gibi ürünler bulunuyor. Ar-Ge çalışmalarını tamamladığımız ancak henüz raflarda yer almayan yeni ürünlerimiz de var. Öncelikli hedefimiz, aronyayı herkesin tüketebileceği bir forma dönüştürmek. Reçel tüketemeyenlerin meyve kurusunu, meyve suyu içemeyenlerin sirke veya çay/kahve olarak tüketebilmesi için yüzde 100 aronya içeriğini kullanarak, herkesin günlük yeme rutinine kolayca ekleyebileceği bir ürün haline getiriyoruz. Bugüne kadar sunduğumuz ürünler arasında aronya çayı, en yenilikçi diyet ürünü ödülü aldı. Ayrıca, aronya balı, aronya özütü ve aronya tuzu, en yenilikçi ürün bileşenleri olarak finale kaldı.”
Gözü, 200 milyar dolarlık pazarda
Aylin Kalafatoğlu, “Beş yıl sonra girişiminizin nerede olacağını planlıyorsunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bu yıl dünyada yaklaşık 200 milyar dolarlık gıda takviyesi, sağlıklı atıştırmalık talebi var. Biz de ürettiğimiz ürünlerle bu pazarda yer almak istiyoruz. İnovatif çalışmalarımızla globalde markamızın bilinirliğini daha çok artırmayı planlıyoruz. Yatırımcılarla işi global platforma taşımak ve aronya meyvesinin her eve girdiğini görmek bir kadın girişimci olarak en büyük arzum.”